Bu kulağa biraz garip gelebilir ama hayatın en güzel yanlarından birisi “zor” olması. Eziyet seven bir dengesiz değilim merak etme :). Çünkü bir gerçekten bahsediyorum.
Parmağını şıklatarak hayat sürdüren ya da her şeyi ayağına gelen kimse yok dünyada. Hayat kimilerine göre belki çok kolaymış gibi görünebilir. Ama onun doğrusu çok kolay değil de “daha az zor” olacak…
Zamanın içinde ilerlerken bazı anlarda zorlandığımız bir gerçek ve tam da bu anlar bizim için kıymetli olan. Ancak bu zorlanma anlarında büyüyebiliyor, gelişebiliyor ve güçlenebiliyoruz.
Zor bir dönem var ise bu dönemin sonundaki sen tamamen kendi eserin olacak. Ya daha güçlü ve direnci artmış biri olarak daha iyi bir hayata doğru yola devam edeceksin ya da bitmiş, bıkmış, yıpranmış biri olarak çökeceksin. Ve bunda tek sorumlu sen olacaksın. Şimdiye kadar ki tüm seçimlerinde olduğun gibi.
Dertlerinin sonunda nasıl bir insan olacağın bunları kabul edip etmeyişine bağlı. Bunlar senin başına gelmemeli miydi? Sana haksızlık mı yapıldı? Seni üzdüler mi? Acımadılar mı sana hiç?
:)… Sen kendine bu kadar acırken başkasının sana merhamet göstermesine gerek yok zaten. Bunu gayet iyi yapıyorsun sen. Madem ki dertlenmekten keyif alıyorsun sana biraz da ben yardımcı olayım. Süper bir haberim var: Hiç kimse sana yardım etmeyecek! Hem de hiç kimse…
Çünkü mızmızlanıyorsun ve dövünmekten başka bir şey yapmıyorsun. Bu yüzden artık kendine olan saygını yitirdiğin gibi başkalarının sana duyduğu saygıdan ve güvenden yemeye başladın. Tüketiyorsun… Bugüne kadar bu hale getirdiğin “sen”i tüketiyorsun. Süper bir haber daha vereyim: Elinde başka hiçbir şeyin yok!
Aslında öncelikle anlaman gereken konu tam da bu: sahip olduğun şey “sen”sin. Kendine sahip çık çünkü ancak sahip olduklarını yönetebilir ve kontrol edebilirsin. Hayatında memnun olmadığın şeyleri inkar ederek, başına gelenlere isyan ederek kendini kandırmayı bırak. Her ne sıkıntın varsa, başına her ne geldiyse, ne hata yaptıysan… hepsi senin, sana ait. Senin derdin, senin sıkıntın, senin hatan. Kabul et, sahip çık ve değerlerini bil.
Evet, hoşnut olmasan da her bir sorunun çok kıymetli, çünkü senin.
Biliyorum, deli gibi sızlanmak istiyorsun. Birileri seni anlamalı, sana hak vermeli, seni teselli etmeli… Yazık sana, birileri artık sana yardım etmeli. Aslında sana bir yardım etseler var ya, sen de onlara bir teşekkür edersin, bir dua edersin. Sen de onlara yardım edersin ileride. Ne isterlerse yaparsın.
Ne kadar boşa vakit harcadığının farkında mısın? Sızlandığın sürece kimse yardım etmeyecek. Sen varmak istediğin yere ulaşmak için birinin gelip seni evden almasını bekliyorsun. Ama yaptığın en büyük hata bu, çünkü bütün yardımlar aslında yolda ve seni bekliyor. Yapman gereken tek şey yola çıkmak ve eyleme geçmek. Sonrasında her yeni adımın sana yeni kolaylıklar ve yardımlar getirecek.
Yola çıkınca anlayacaksın ki sandığın gibi ölmüş ya da bitmiş değilsin. Aslında durum senin korktuğun kadar değil. Yaşıyorsun, hala devam edebilirsin ve hiçbir şey sona ermiş değil. Yol biraz engebeli olabilir ve sen de biraz yorgun… Ama ilerlemek mümkün. Yapman gereken her seferinde sadece bir adım daha…
Ve ilerledikçe yol sana şunu öğretecek: hiçbiri boşuna değilmiş. Her adımında aslında daha güçlü biri olduğunun farkına varacaksın. Sorunların yok iken olan senden daha başkasın, daha güçlüsün. Ve bu güçlenme halini yolu ilerledikçe her adımda daha fazla hissedeceksin.
Ve yolun sonunda seni bir mucize bekliyor. Tüm bunların ödülü…
Yaklaştıkça yardımlar ve hediyeler artarak devam edecek ve yolun sonunda bütün bunları neden yaşamışsan onunla karşılaşacaksın.
Unutma bu dünyada hediyeler sıkıntılara sarılıp paketlenir. Hediye ne kadar muhteşem ise paket de o kadar büyüktür. Ve tabii ki önce paketi açmak ve aşmak gerekir. İçinde hediye olduğunu bildikten sonra bir ambalaj insanı ne kadar üzebilir ki :).
https://konusmayadeger.com/2018/10/01/hayat-cok-zor-ne-guzel/